top of page
Yazarın fotoğrafıözdenbekir karakaş

AHLAKSIZ MANTIK


Yayınlanma Tarihi: 9/6/2020




Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur.” NİETZSCHE


Mantık; 1.doğru, akla uygun düşünme yetisi ve yolu. 2.akıl yürütmede, düşüncede doğruluk, düzgünlük, tutarlılık.


Her zaman doğru mantık kurulabilir mi? Hayır. Kurulan mantık, doğru akla uygun ve tutarlı olduğunda aynı zamanda ahlaki olur mu? Evet. Akla uygun düşmeyen, tutarlı olmayan mantık vardır mıdır? Evet, vardır. Peki bu ahlaki midir? Hayır.


Bir araştırma şirketinin Türkiyenin nabzını aylık olarak tuttuğu, Mayıs 2020 kamuoyu araştırmalarını firmanın kurucusu (kendisi duayen bir araştırmacı) ile gazeteci Ruşen Çakır'ın röportajı dinliyordum, you tube 'da bir kanalda. Duayen ilginç şeyler söyledi. Ben de toplumların nasıl ahlaksız bir mantık kurabildiklerini düşünmeye başladım. Bu nasıl olur? Ahlaksız bir ahlak toplumlar tarafından nasıl kabul görebilir diye düşünürken, bir taraftan da kısa kısa notlar alarak düşüncelerimi toplarmaya çalıştım. Yazdıklarım kronolojik bir çalışma olmadığından doğaçlama yazacağım. Kendi ülkemi, kendi toplumumu birazcık analiz etmeye çalışacağım. Tabi o anket verileri de biraz olsun yol haritam olacak.


Toplumumuzda böyle bir mantık oluşmasının bir çok sebebi bulunmaktadır. Bunların en başın toplumların inanç sistemleri, kültürel altyapıları, tarihsel durumları, ekonomik göstergeleri, eğitim durumları ve sosyal ilişkileri gelmektedir. Toplumların siyasal taleplerini ve yönetim ahlaklarını da bu mantık göstermektedir zaten.


Bir çok ilginç durum seçebiliriz ve bunlarla başlayabiliriz;

1.Çok mütedeyyin ve muhafazakar bir toplum olan ve bu değerlere sahip siyasi yapılara oy veren ülke insanı, oy verip iktidara getirdiği siyasi yapıyı yalnızca inancının ritüelleri üzerinden değerlendirmekte fakat diğer değer yargıları pek anlam ifade etmemektedir. Yolsuzluk, iffetsizlik gibi durumlar görmezden gelinebilmektedir.


Bunun en büyük sebebi inanç sistemlerinin tamamının evrensel ahlak sistemi üzerine değil, kendi değer ölçüsü ahlak üzerine kurulu olmasıdır. Bu tüm inanç sistemlerinde aynıdır. O yüzden din referanslı hassas toplum üyesi bilinçdışı yapısında birikim yapan bu durumla ilgili olarak beyninde değerlendirme algısını ona göre kurabilmektedir. Kendisinin tabii olduğunun yaptığı bir davranışı normal bir davranış olarak görüp yorumlayan birey, ötekileştirdiği kendisinin bağlı olduğu gruba dahil etmediğinin aynı davranışını inancına ve değerlerine saldırı olarak görüp, ahlaksızça olarak nitelendirebilmektedir. En katı örneklerinden biri kadın üzerinden dini değer oluşturmaya çalışan kadına tüm namus ve değer yapısını yükleyen onu kapalı olmasının kendi inancı için olduğuna şartlanmış ve kurduğu inanç mantığı çerçevesinde öyle şartlanmış birey. Aynı inanca sahip bir başkası inançta böyle bir şart yok dediği andan itibaren grupça onu söyleyenleri saldırgan olarak nitelebilmekte olup, aynı kitle Pakistanda, Türkiye de veya bizim gibi dini merkeze alıp yaşayan bireylerin ağırlıkta olduğu toplumlarda sanal dünya da "türbanlı porno" aramayı o kutsallaştırdaları değerlere aykırı görmemektedir. Bunun aynı durum İsraildeki Radikal Yahudiler arasında da geçerlidir. Hıristiyan yapılarının birkaçında da durum böyledir. Hatta Uzakdoğu dinlerinde de böyle bozuk bir anlayış vardır. Dinler topluma hem çalmayın der, hem de ele geçirdiğin yerde yağmaladığın senindir der, veya senin dininden olmayanın malı canı sana helaldir der. Daha bir çok örnek verilebilir. İşte beyin bunları bir şekilde toparlar, sonra anlayışına kilitlenmiş olan bireye belli durumlarda evrensel ahlaki normların dışında inanç ahlakının normlarını gösterir. Mantığını ve bunu haklı olarak görecek argümanları beraberinde vermesi de zorunlu değildir. Tek referans tanrıdır ve ondan gelen doğrudur. İnsan dinsel formları oluşturduğundan beri, ahlaksız mantık kurma durumu daha da baskın hale gelmiştir.


2.Toplum bireyleri vatan, millet, bayrak ve bunun gibi milliyetçi sembollere aşırı değer atfederler. Çoğunluğun tabi olduğuna inandığı ırk, dil, inanç ve değerler artık tüm toplum bireyleri tarafından da kabul edilmek zorundadır. Çünkü ahlaksız mantık bunu söyler. Kendi topraklarını kutsal gören milliyetçi zihniyet, etrafındaki ve içerideki insanlardan düşman yaratmak zorundadır ve bunun aynısı inanç sistemi içinde geçerlidir. Herkesten toprak talep edebilen ve herkesi kendisinin eskiden sahip olduğu bu zihniyet, bunun sebebinin bir imparatorluk mensubu olmasından kaynaklandığına inanmaktadır. Fakat o imparatorluk içindeyken o düşman bellediği nasıl tebaa ise kendisi de taht için tebaa olmak dışında bir anlam ifade etmeyen yığındı. Kendi ülkesinde anadili yalnızca kendi konuştuğu dil olarak algılayan bu zihniyet, yurtdışındaki ülke vatandaşları bulundukları ülkenin yönetimleri tarafından o ülkenin dilini kullanması talep edildiği zaman hemen saldırıya geçmekte, böyle bir şeyin zulüm olduğunu söyleyebilmektedir. Ahlaksız mantık devredir artık ne söylense boştur. Bir sürü boş safsataları vardır, başka bir inancın ibadethanesini "kılıç hakkı" diye camiye çevirip oraya özel kutsiyetler vermekten geri durmayan bu zihniyet, başka bir ülke kendi toprakları içindeki kendi inandığı dinin ibadethanesini kapatsa yada o ülkenin inancına uygun ibadethaneye çevirse hemen ayaklanır, celallenir. O kendine kurduğu ahlaksız mantık onun için geçerli değildir.


3.Ahlaksız mantık kuran ve onunla yaşayan toplumlarda hukuk-adalet ve özgürlük talepleri yoktur. Özellikle din merkezli siyasi yapılarda, milliyetçi yapılarda ve muhafazakar yapılarda (sağ zihniyet) özgürlük talebi ve algısı yoktur, kuruluş mantığı olarak sorgusuz sualsiz biat ve itaat içindeki yapılar sebebiyle grup üyeleri böyle talepleri bölücülük olarak görür. Hukuk-adalet yalnız kendilerinin düşüncesinin temelinde olduğunda anlamlı olduğunu bilirler. Bu onlara ta eski zamanlardan beri gelen birikimlerden özümsedikleri algılardır. En basiti çok hayran oldukları Osmanlı da adalet kadılar tarafından sağlanmaktadır. Mahkeme masrafları davayı açana ait olduğu için kararlar hep parası olandan yanadır. Zaten biat ettikleri padişahların hükümleri için kadıya falanda gerek yoktur. Bu ikili durumu bu sağ zihniyet çabucak yorumlamış ve duruma uygun hukuk-adalet anlayışını geliştirmiştir. Çokluk olanın ve güçlü olanın yaptığı eylediği hep haktır ve adildir. Adalet mülkün temelidir ama ahlaksız mantığın temeli değildir.


Hacı amca beş katlı bınasının duvarına "mülk Allahındır" diye yazar, ama tapu da kayıt kendi üstüne olduğu sürece bu geçerlidir. Bunu ona sağlayan ahlaksız mantıktır.


Anketten gidersen; Türkiye de insanların oy verirken en hassas oldukları durum EKONOMİ (iktidar partisi ve ortağına oy veren özellikle mütedeyyin muhafazakar ve milliyetçi hassas seçmen de oran % 79) genel oranı % 63, sonraki sırada siyasi ortam geliyor, sonra terör ve bölücü faaliyetler (tüm kesimlerde % 3), özgürlükler genelde %8, (iktidar ve ortağında %1), adalet ve hukuk genelde % 11 (iktidar ve ortağında % 1,5). Buradaki oranlarda en dikkat geçen olaylardan biri iktidar ortağı olamamış sağ siyasi yapılar bugün için bu adalet ve özgürlük taleplerini dillendirirken, diğer taraftan da bu kesime sorulan bir soruda ahlaksız mantık göz kırpmaktadır; iktidarın ittifakının içinde partinizin bulunmalı mı sorusuna bu partilere oy verdiğini söyleyen seçmenlerin ortalama % 87 si bulunmalı karşılığını verebilmektedir. Aynı seçmen İktidar partisinin yaptıklarından memnun musunuz diye sorulduğunda % 30,6 sı evet memnunuz diye cevap verirken, "Başkanlık sistemi ve mevcut başkandan memnun musunuz?" sorusuna (Türkiye tüm seçmenlerde oran % 50,8), sağ partiler ortalama olarak % 62 ile memnun olduklarını beyan etmişlerdir.


Toplumun sosyolojik durumu incelenirken bu ahlaksız mantığa çok dikkat etmek gerekmektedir. Buna ahlaksız mantık yerine ahlaksız ahlak da denilebilir.


Ve bu zihniyetler hiçbir yolsuzluk, iffetsizlik ve benzeri davranışlardan zerre etkilenmezler. Tek değer yargıları EKONOMİK koşullardır. Ekonomileri bozulduğunda yine kendi değer yargılarında sinyal verebilecek, eski statülerini sağlayacak olanla beraber yürümekten zerre çekinmezler.



97 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page