top of page
Yazarın fotoğrafıözdenbekir karakaş

BEŞ FELSEFECİ/ARİSTOTELES (2)



Görsel Kaynak: https://www.montesquieu-instituut.nl/id/vivadlocxcf4/aristoteles

Günümüz düşün dünyasında felsefenin babası kimdir sorusu sürekli sorulmaktadır. Kimine göre Thales’tir, kimine göre göre Sokrates kimi içinde Platon. İşi detaylı olarak incelediğimizde felsefe (özellikle Batı felsefesi) Aristoteles’le gerçek konumuna gelmiştir.

Günümüzde okuyup geçtiğimiz, birçok yönden analiz ettiğimizi sandığımız ve inanç sistemlerimizin temelinde hep Aristo’dan bir şeyler bulunmaktadır.

Antik Yunan felsefesini baştan aşağı etkilemiş Makedon filozof. Helen felsefesini omuzlarında yükseltmiş olan bu şahsiyet, Atinalılara ve özellikle felsefeye saygısından şu meşhur sözü söyleyerek gitmekten de çekinmemiştir; “Atinalıların felsefeye karşı ikinci bir suç işlemelerini engelleyeceğim”.

Birçok bilim dalının kurucusudur. Birçok bilim dalına kalıcı dokunuşları olmuştur. Onun içim Filozof Bryan Magge, “herhangi başka bir insanın onun kadar bilgili olduğu şüphelidir” diyerek Aristoteles’in tam bir nous tes diatribes [tez üreten akıl] olduğunu tescillemiştir.

Aristoteles kabaca üç kümede toplanabilecek (bu üç küme; genel okura yönelik eserler, araştırmalarıyla ilgili notlar ve kayıtlar ile öğrencileri için ders notları) 440 bin satırdan oluşan iki yüzden fazla eser vermiştir. Bu eserlerden günümüze 47 adedi ulaşmıştır.

Felsefeciler için çoğunlukla iki kamp bulunmaktadır; Platonculuk ve Aristoculuk (bu arada ben de Aristocu kampta yer almaktayım).

Felsefe de eleştiriler düşünceyi sistemleştiren, retorik konusunu açıklayan, mantık ve ahlak konusunda soru işaretlerini ortadan kaldıran büyük dehadır. Platonun milliyetçi duygularla okulunun yönetimini Aristo’nun hakkı olmasına rağmen bırakmamasından sonra, Büyük İskender’in babası Makedon kralının davetiyle İskender’in eğitimi için Makedon sarayına gitmiştir.

Tarihin en büyük şahsiyetlerinden birinin akıl hocası ve dostu olan Aristo, Balkan yarımadasından Hint diyarına kadar fikirlerinin dolaşmasını İskender sayesinde sağlamıştır. Kendi hocasının düşüncelerine anti tezler üreten ve bilim araştırmanın temellerini mantığın ellerine teslim eden filozof Ruh ve devlet konusunda da önemli çalışmalar yapmıştır.

Dogma haline gelen inançlar kuruluş aşamasında Aristotelesçi iken sonrasında Platoncu olmuşlardır. Ve dogma kurumlarına oluşturduktan sonra tüm inanç sistemleri (Hıristiyanlık, İslam, Hint-Çin dinleri) Platonculuğu kutsarken, Aristoculuğu tasfiye etmiştir. Hıristiyan ortaçağı Aristocu okulların ortadan kaldırılıp Platoncu düşüncenin merkeze alınmasıyla başlamıştır. Hıristiyanlık ve İslam da bu çok net olarak görülmektedir. İslam’ın en parlak ve gelişmiş dönemi düşün insanlarının (bilim insanları da dâhil) Aristo temelli eserler ürettiği dönemdir. Aristo’nun kıta Avrupa’sından son ve kesin tasfiyesi İslam- Yahudi Endülüs devletinin Platoncu kilise ve yine Ortodoks Ottoman (burada da Bizans mirası Platonculuk etkili olmuştur özellikle Fatih dönemiyle birlikte) devleti tarafından tamamlanmıştır. Erken İslam Rönesans’ını yaşatan Aristoteles, yıllar sonra Ortaçağdan çıkma mücadelesi veren Avrupa’nın deniz feneri olmuştur.

Ruh konusunda inanç sistemlerinin sonradan benimsediği Platoncu “ruhun beden içinde geçici olarak barınan bağımsız bir varlık” tezine karşı, “ruhun maddi bedenden ayrı varlık olmadığı ve onunla birlikte, bireyi oluşturan bir unsur olduğu” tezini ortaya atmıştır. Onun düşüncesine göre; “beden ruhun biçimi, ruhta bedenin maddesi” dir.

İskender’e rehberliğine değinmek gerekmektedir. Bir avuç Makedon’la beraber uzak coğrafyalara hükmederken, Aristo akıl hocası olmuştur. Machiavelli’nin Hükümdar eserinde İskender’in bu coğrafyaları nasıl kontrol ettiğini şöyle anlatmaktadır; “Yeni işgal edilmiş bir devletin elde tutulmasının ne kadar güç olduğunu bilenler, Büyük İskender’in kısa zamanda Asya’ya egemen olması ve orayı işgal ettikten kısa süre sonra ölmesine karşın, ardıllarının hiçbirinin ayaklanmayla karşılaşmamış olmalarına şaşırabilirler." Bu şaşkınlığı gidermenin yolu, Aristo’yu okuyabilmektir. Atina’yı kontrol eden Spartalılar burada öz yönetimi Atinalılara bırakmıştır. Bir süre sonra Atinalılar Spartalılara karşı ayaklanmıştır. En baştan bunun hatalı olduğunu söyleyen Aristo öğrencisine Asya’da ele geçirdiği yerleri beraberindeki komutanlardan birine bırakmasını ve bu yeni yerlere Spartalıların yerleştirilmesini, Spartalı askerlerin yöre kadınlarıyla evlenmelerini tavsiye etmiştir. Bugün bile Hint, Afgan ve İran coğrafyasında bilhassa Mezopotamya coğrafyasında köklerinin Helen olduğunu ve İskender’in torunu olduklarını söyleyen topluluklar bulunmaktadır.

Platonun hocasının ününden faydalanarak oluşturduğu ekolle, Aristotelesçin hocasını aşarak ve çok daha büyük düşünler bırakarak oluşturduğu ekol arasında en büyük farklardan biri; eleştirel düşünce ve mantıktır. Felsefe de değinmediği konu olmadığı gibi felsefenin o güne kadar değinmediği pek çok konuya değinmiştir. Bunlardan bir tanesi de estetiktir: Sokrates güzelliği kısa süren tiranlık olduğunu söylerken, hocası Platon güzelliğin doğanın tanıdığı bir ayrıcalık olduğunu belirtmiştir. O ise güzelliğin, “tanrıların armanı olduğunu ve her türlü tavsiye mektubundan daha etkili olduğunu” söylemiştir.

O kadar anlatılacak şeyi bırakmış olan Aristoteles fiziğin ve metafiziğin de babasıdır. Güzel sözler ve anekdotları ile anmak gerekmektedir;

Bir gün sorarlar;” yalancıların yanına kâr kalan nedir?

Cevabı; “doğruyu söylediklerinde kendilerine inanılmaması” olmuştur.


Bir gün sorarlar; “o kötü insana neden sadaka verdiniz?

Cevabı; “adamın karakterine değil, içindeki insana acıdım” olmuştur.


Bir gün sorarlar; “hızla yaşlanan nedir?

Cevabı; “gönül borcu” olmuştur.


Bir gün sorarlar; “Umut nedir?”

Cevabı; “uyanıkken görülen düş” olmuştur.


Dersleri sırasında öğrencilerine “eğitimin kökü acı, meyvesi tatlı” derdi. Eğitim ve eğitimli insan konusunda çok hassas olan Aristoteles, eğitimli insanla eğitimsiz insan arasındaki farkı “diriyle, ölü arasındaki fark” ile açıklamıştır. Ona göre, çocuklarına eğitim veren anne babalar, onları dünyaya getirmekle yetinen anne babalardan daha saygılıdır. Dostlarıyla sohbetlerinde sürekli olarak “ışığı gözümüz bizi çevreleyen (havadan) alır, ruhumuz da bilgiden” derdi. Felsefenin faydasını şöyle anlatmaktadır; “kimilerinin yasa korkusuyla yaptığı şeyleri bana buyrulmadan, kendiliğimden yapmayı öğrendim.

Nasıl ki erdemin babası Sokrates ise Etiğin babası da Aristoteles’tir. Onun Etiği Sokrates’in erdemiyle beraber, ahlak, estetik ve mantığı da içine almaktadır. Onun için kusursuz bir hayat için erdemlilik tek erektir. Aristocu mutluluk üç iyinin bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Birinci iyi; ruhla ilgili iyiler. İkinci iyi; sağlık, güç, güzellik ve bunun gibi bedenle ilgili iyiler. Üçüncü ve en son iyi; zenginlik, soyluluk, ün gibi dışarıdan gelen iyiler. Mutluluk için erdem tek başına yeterli değilken, mutsuzluk için erdemsizlik tektaşına yeterlidir.

Akıllı olan insanın ruhu vardır”.



Kaynakça;

LAERTİOS Diogenes. Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri. Çeviren: Candan Şentuna. Yapı ve Kredi Yayınları. 10.Baskı. İstanbul, Ocak 2021.

ARİSTOTELES. Atinalıların Devleti. Çeviren Ari Çokona. İş Kültür Yayınları. V. Basım. İstanbul, Kasım 2018

MACHIAVELLI Niccolo. Hükümdar. İş Kültür Yayınları. XXI. Basım. İstanbul, Ocak 2021.










Önceki Yazı(lar);

Sokrates (1)

Sonraki Yazılar;

Kant (3)

Marx (4)

Nietzsche (5)


72 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

YOL

Comments


bottom of page