top of page
Yazarın fotoğrafıözdenbekir karakaş

HAZİRAN YA DA EN UZUN GÜNÜN SIRRI



Bugün 12 Haziran ve bugün benim babamdan ayrıldığım gün. Evet, bugün sabaha karşı babam uzun bir yolculuğa çıktı. Kendisi aramadı beni, hastaneden tanımadığım bir ses; “başınız sağolsun” dedi. Tam 12 yıl önce, keşke dedim kendisi arasaydı. Çocukça kapris yaptım içten içe, telefonumdan numarasını hiç silmedim. Belki arar diye ümit ettim. Hâlâ da ediyorum.




Haziran benim için çok şeyleri anlatıyor. 2 Haziran yeğenimle güzelleşmişti. Biz abla kardeş, anne baba tam bir çekirdek aile tabiri kullanılacak aile idik. Ablam benim hep küçük annem olmuştur (aramızda sekiz olunca normal). Tek yeğenim oldu. Anlatmak için kolay kolay kelimeler bulamayacağım, anlamlı cümleler kurmakta zorlanacağım bir duygu dayı olmak. Öyle bir yeğen ki doğdu bir yaş civarında dayısını eliyle evlendirdi. Hep söylerim, yeğenim biraz daha büyük olsaydı sağdıcım olacaktı diye.


Haziran birçok değerli kaybın acısının olduğu aydır. O yüzden Haziran da ölmek zordur. Diğer aylarda öyle değil midir aslında? Acısıyla, tatlısıyla her yıl yeniden yeniden gelir gider. Acıyı hatırlayınca yüreğimiz burkulur, tatlıyı hatırlayınca da yüreğimiz şenlenir. Hayatın kendisidir aylar, düğünle cenazeyi aynı anda yaşamak gibidir. İnsanın yolculuğu öyle değil midir? En sevdiğimizi kaybederiz de akşamına düğünde halay çekeriz.



12 Haziran benim sırtımı dayadığım dağın yok olduğu gün. Babam, lenfoma kanseri idi. Kanseri yendi. Kemoterapiden sonra bağışıklık sistemi çöktüğü için, küçücük bir virüs dağımı çökertti. Farklıydı baba oğul ilişkimiz. Sohbetlerimiz başka türlüydü. Bir hastalık geçirdim, bütün hayatımı alt üst etti. Benimle, eşimle çocuklarımla beraber onu da sarstı. Hiç kabullenmedi oğlunun o hastalığa yakalanması. Yakıştırmadı. İlk otomobili mi aldığında benden fazla heyecanlıydı. İler ki yıllarda ikimizin de Amerikan otomobillerine hayran olduğumuzu keşfettik, cumartesi günleri bazen kimselere söylemeden Amerikan Otomobillerine bakmaya giderdik. Aramızdaki sır buydu. Annesiz yetişmişti, hovarda, kendi başına buyruk sorumluluk almaktan kaçan bir baba tarafından ilkokul dörtte köyde okuldan alınıp, İstanbul da kahveci çırağı olmuştu. Babasının çırağı. Birkaç üvey anne görmüştü. Babasının haylazlıklarını seyretmişti. Abilerinden hiç kopmamıştı. On yaşından itibaren bazı cumartesileri kardeşler kurulu toplanır, konuşurlar, ağlaşırlardı. Ben dışardan onların bu anlarının tek şahidi oldum. Ketumdur bizim baba tarafı, onlar bilirdi ki bende kimseye bahsetmeyeceğim. Hiç de bahsetmedim, kardeşlerin sohbetlerinde olup bitenleri. İyi adamdı, herkesin babası iyi adamdır ya, babam gerçekten iyi adamdı. Hesabı kuvvetliydi ama para konusunda pekiyi değildi. Ticaret yapmak, alıp satmak bilmezdi o işleri. Babamın ardından ara ara Cemal Süreya’nın şiirini okurum;


Sizin hiç babanız öldü mü?

Benim bir kere öldü kör oldum

Yıkadılar aldılar götürdüler

Babamdan ummazdım bunu kör oldum

Siz hiç hamama gittiniz mi?

Ben gittim lambanın biri söndü

Gözümün biri söndü kör oldum

Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak

Söylelemesine maviydi kör oldum

Taşlara gelince hamam taşlarına

Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi

Taşlarda yüzümün yarısını gördüm

Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü

Yüzümden ummazdım bunu kör oldum

Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?






Haziranda ölmek zordur; kimleri yollamadık ki, dünyadan. Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Ahmet Arif, Kazım Koyuncu. Ayrılmadık onlardan, onlar bizi bırakıp gitse de. Hem nasıl ayrılabiliriz ki onlardan onlar bizim için yaşamışken, biz onları içimizde nasıl öldürürüz?








Gece leylâk ve tomurcuk kokuyor Geçsem de gölgesinden tankların tomsonların Şuramda bir çalıkuşu ötüyor Haziran’da ölmek zor!

(Nazım Hikmet)



21 Haziran benim ömrümün en uzun ve hala devam eden gününün başladığı gün. Yani büyük sırrım, aşkımın ilk itiraf edildiği gün. 8 Martta başlayan bir serüven, 21 Haziran da sözcüklere döküldü. Romantik bir ortam mıydı? Benim için en romantik andı, çünkü birtanemle birlikteydim. Toy bir delikanlı olarak Ayışığı prensesine duygularımı anlatmaya çalışıyordum. Ay ışığı göz kamaştırır mı? Siz bana sorun, öyle kamaştırıyor ki, o ışığın içinde yolunuzu kaybediyorsunuz. O yılın 21 Haziranından beri bana her an aynı gün ve aynı an. Aşk bitermiş? Hadi oradan, aşk dediğin senin şehvetse o toplam da beş dakika sonra biter. Eğer dediğin sevdaysa o eninde sonunda karalar bağlar. Aşk kimyasal bir olaymış, değil. O kimyasal dediğin seks. Hani diyorlar aşk yaşıyorlar. Bayağı seks partneri. Aşk başka bir şey; duygu, düşünce ve o olmak.



21 Haziran bizim için çok önemli o yüzden ailemize son katılan üç buçuk ayaklı prensesim, kızım Kekik’in doğum gününü o gün kutluyoruz. Dört yıl önce Şeker Bayramı arifesi ya da birinci günü gibi doğduğunu söylemişlerdi. Biz de böyle bir karar aldık. Aşkımın bitmeyen günü ve Kekik kızın doğum günü.






Haziran ayının etimolojisi;

Arapça ḥazīrān حزيران “Rumi takvimin dördüncü ayı” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcüğün kökeni belirsizdir.


Bir başka rivayete göre, Türkçede ve Türkiye'de kullanılan resmi takvim sisteminde "Haziran" olarak zikredilen ayın kökeni, Süryanicede 'sıcak' anlamına gelen "Hazıran" sözcüğüne dayanır.


Karadeniz Bölgesi'ndeki Rize, Trabzon, Giresun, Akçaabat, Artova ve Niksar gibi yerleşim bölgelerinde, yerel halkın Haziran ayına "kiraz ayı" dediği bilinmektedir. Benzer şekilde Tofalar, Gagavuzlar ve Ahıska Türkleri de bu aya kiraz ismini vermişlerdir. Azerbaycan ve Özbekistan'da "iyun", Kazakistan'da "kökek", Kırgızistan'da "teke" ve "çilde", Türkmenistan'da ise "oğuz" adıyla bilinir. Öte yandan; Hint-Avrupa dil ailesinin konuşulduğu pek çok ülkede, Roma mitolojisinde Jüpiter'in karısı ve evlilik tanrıçası olan Juno'nun (Latince: Junius) ismi bu ayı betimlemek için kullanır.


Birazcık Haziranın mitolojisinden bahsedelim. (Bu bilgiler http://mitolojiksayfalar.blogspot.com/ sayfasından alınmıştır.)


1 Junius/15 Thargelion


Haziran ayının Roma takviminde Junius olarak adlandırılan adı, gençler anlamına gelen juvenes kelimesinden türetilmiştir. Romanın kurucusu Romulus ilk takvimi yaparken her ayı birilerine ithaf etmiş, Haziran ayını da daima dövüşmeye hazır gençlere adamış ve bu ayı böyle adlandırmıştır. Haziran ayı ayrıca Yunan mitolojisindeki Hera'ya karşılık gelen, Roma'da kadınların ve eviliğin koruyucu tanrıçası Juno ile lişkilendirilmektedir. Hasat zamanı öne çıkan bereket beklentisi belki de Haziranın bereketin temsili olan tanrıçalarla özdeşleştirilmesinin temelini oluşturmaktadır. Haziran ayıyla özdeşleşen bir tanrı da Mercurius'tur. Tüccarların ve yolcuların koruyucusu olan Mercurius'un Yunan mitolojisindeki karşılığı Hermes gibi tanrıların habericisi olarak tanınmaktadır.


Saeculum

Roma'da 1-3 Haziran tarihleri arasında Saeculum Bayramı kutlanır. Saeculum, bir insan ömrünün ya da bir neslin yaşam/ölüm periyodunu temsil eder. Bu kavram ayrıca önemli bir miladı örneğin Roma'nın kuruluşunun yüzüncü yılı gibi durumları da kapsamaktadır. Antikçağda Saeculum Festivali başlangıçta bir çeşit ölüler bayramı gibiydi. Yalnızca geceleri kutlanan bu festivalde ölüler ülkesinin efendisi Hades/Pluto ve karısı Persephone yüceltilirdi. Fakat Roma imparatoru Augustus ile birlikte bu bayramın niteliği değişmiş kutlamalar gündüzlere de taşınmıştır. Augustus döneminde Saeculum'un 110 yıllık bir dönemi temsil ettiğine karar verilmiş ve Augustus'un yönetiminde MÖ 17 yılında kutlanan Saeculum'da Saeculares/Yüzyıl Oyunları düzenlenmişti.


Carna Günü




Kutsal bir ormanda yaşayan bir peri olan Carna kendisini bakire kalmaya adamıştı. Kendisi ile birlikte olmak isteyen kişileri ormana çağırır ağaçların arasına girdiğinde ise birden ortadan kaybolurdu. İkiyüzlü tanrı Janus ona âşık oldu. Herkese yaptığını Janus'a da yapmak isteyen Carna bunda başarılı olamadı. Janus yaptığının bedelini ödemek için Carna'ya kapıların menteşelerine hükmetme gücünü ve bunun göstergesi olarak çiçek açmış bir akdiken dalı verdi. Beşikte yatan çocukların başına musallat olan yarı kuş şeklindeki Stringaları defetme görevi de onun olmuştu. Özellikle yeni doğmuş bebekleri bulunan aileler bebeklerini koruması için Carna'ya sunularda bulunmuşlardır.


Kaynakça:


55 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page