MUHALEFETİ ELEŞTİRMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

Yayınlanma Tarihi: 3/7/2020

2020 yılı dünyada birçok insanca yaşanmamış olmayı diledikleri bir zaman dilimi. Hem sağlık, hem siyaset hem de ekonomik olarak toplumların çok zorlandıkları bir dönem. Türkiye de algı her ne kadar bu Covid 19 dan ucuz kurtulduk şeklindeyse, uluslarararası veriler hiç de öyle olmadığını göstermektedir.

Tabi bu covid 19 pandemisi dönemi bile Türkiye de siyaseti pek de soğutmuşa benzemiyor. Özellikle Haziran ortalarından itibaren İktidarın özellikle hırçınlaşan siyasi tavrıyla, zaten sürekli toplumu geren ve kutuplaştıran bir siyaset üzerinde iktidar olan AKP, koltuk değneği MHP ile beraber klasik Amerikan politikasında Cumhuriyetçilerin Şahinler kanadı şeklinde bir siyaset güdüyor. Bildiğiniz gibi ABD de özellikle Cumhuriyetçiler AKP ve Yavru iktidar MHP'yi pek severler. AKP yapı olarak ilk başından itibaren kibirli bir parti yapısına sahipti, ayrıca narsist özellikleri de ağır basmaktadır. 2002 yılından beri sürekli zımni koalisyonlarla iktidar olmuş, tek başına iktidar bir partidir de hiç bir dönem tek başına iktidar olamamıştır. Bir tek Amerikan yönetimleriyle çok sıkı çalışmalar içinde olup, oradan vaaz edilen Toplum Mühendisliğini hedef kitleler üzerinde çok iyi uygulamıştır. Bugünkü yandaş kitlesi o Toplum Mühendisliğinin eseridir. AKP iki şeyi başarmıştır toplum nezninde bir eleştirilemeyen bir iktidar diktası yaratmıştır, yapılan her yanlıştan sorumlu sürekli eleştirilen bir muhalefet algı yaratılmış. Bugün her şartta yalnızca muhalefet eleştirilmektedir. Bir yandan eleştiriler haksız mıdır? Pek de haksız değildir. Diğer yandan iktidarı eleştirmek, icraatlar hakkında bir şey söyleyebilmek bile imkansızdır. Seçmen, seçen olmaktan çıkarılmış itaat etmek zorunda kullar seviyesine getirilmiştir.

Bugün muhalefeti bile iktidar bir şekilde dizayn etmekte istediği kıvama getirmeye çalışmaktadır. 2002 yılından itibaren dillerine pelesenk etmiş oldukları "yapıcı muhalefet" diye hiçbir anlama gelmeyen bir kavramı topluma hap olarak yutturmuşlar, oluşturmuş oldukları karmaşık akıl oyunlarıyla kendi yaptıkları hataları hep muhalefete fatura etmişlerdir.

MHP ile olan ortaklık, AKP tabanının pek de sevdiği ortaklık değildir. Keza parti yönetimindeki müteahhit MHP liler dışında taban pek de bu koalisyonu içselleştirememiştir. Fakat MHP yönetimi, AKP ortaklığı olmadan meclise giremeyeceğini gördüğünden dolayı, ve siyasi arenada tek kalabilme şartı AKP olmasından dolayı bu ortaklığı çok sadık bir şekilde sürdürmektedir. % 6.5- 8.5 (şişirme manipülatif anketler dışında oy oranı bu civardadır) AKP içinde bu oy oranı çok önemlidir, ama MHP gibi bir partiye muhtaç olmamak ve Milliyetçi kesimin pazarlık kozunu azaltmak için, yeni bir manevrayla (Klasik bir numarasıdır, bunu düşünenin) Genç Parti Cem Uzan kozunu sahaya sürmek için çalışma yapmaktadır. Çünkü Genç Parti 2002 seçimlerinde MHP ve DYP yi meclis dışı bırakmış, Milliyetçi genç kesim oylarını uhdesinde toplamıştır. Özellikle Büyükşehirlerde ve Marmara Bölgesinde çok etkin olmuş, İzmir gibi bir ilden çok iyi oy almıştır. Sonrasında Cem Uzanın Sabancı ailesiyle hesaplaşmasına İktidar da kendilerine verilen desteğin karşılığı olarak hem Cem Uzanı ve de şirketlerini tasfiye ederek ve Uzan ailesini yurtdışına kaçmaya mecbur ederek karşılık vermişlerdir. Artık o hesaplar kapanmıştır ve AKP nin bu Milliyetçi oyları böldürmeye hatta gerekirse bir erken seçim kararı aldırmadan önce uyuyan partiyi uyandırmaya ve yeni bir ittifak ortağı bulma yoluna gidebilir. Cem Uzan en fazla 45 gün içinde elindeki kamuoyu şirketleri, reklam ekipleri ile eski bağlantıları sayesinde Türkiye gündemine DEVA dan da GELECEK tende fazla oturur.

MHP nin güçlü ortak duruşu, AKP bana muhtaç havası, AKP liderliğini çokça rahatsız etmektedir. Muhalefeti dizayn etme merakı ve siyasi oyunları oynama becerisi de bir 10-15 gün içinde MHP ve İyi partinin gündeminde bir Genç Parti faktörü oluşacaktır. Bu faktör CHP yi de özellikle İzmir de çok ça zorlayacaktır. Balıkesir, Sakarya (özellikle Pamukovadan , Bilecik sınırına kadar olan ilçeler); Eskişehirin bir kısmı, Balıkesir, Çanakkale, Manisa, İzmir ve Muğla seçmeni Milliyetçi (!) seçmeni Cem Uzanı çok sevmektedir; bu bölgelerdeki Balkan göçmeni ve Arnavut kökenli seçmen için Uzan özel bir figürdür.

Türkiye de insanlarda şu vardır, oturur eskiden iktidarları eleştirir, hükümet yıkar hükümet kurardık. Şimdi korku saltanatıyla beraber; muhalefeti eleştiriyoruz, muhalefete laf yetiştiriyoruz. Ve bu karanlık dönemden çıkışımızda git gide zorlaşmakta.

Akıl tutulması yaşayan bir toplumun bu süreçten nasıl çıkacağı ile ilgili sosyoloji de bir öneri de yoktur. Bu dönem göstermiştir ki, eski bir ezber de bozulmuştur "halkın tenceresi kaynamadı mı iktidar gider? tencere kaynamadıkça iktidar kuvvetlenmiştir." Hatta seçimleri kaybettikleri illerdeki belediyelerde iktidar döneminde işe girmiş olan kişilerin çoğu hala iktidar için çalışmakta hatta belediyelerin çalışmalarına zarar vermek içinde can siperane çalışmaktadır.

İktidara hizmeti ibadet gören bir kitle ile nasıl bir anlaşma zemini bulunabilir, veya "Allah çocuklarımın ömründen alıp, size versin" bir anne ile nasıl diyalog kurulabilir. Sosyoloji ve Psikoloji bu konular üzerinde çok çalışmalıdır.

Muhalefeti eleştirmek, dayanılmaz bir hafifliktir. Kardeşim onlarda "yapıcı muhalefet" yapsınlar demekte toplumun aymazlığıdır.