top of page
Yazarın fotoğrafıevrenseldevinim

NAR antioksidan deposu, bulunmaz kaynak....





Nar (Punica granatum), kınagiller (Lythraceae) familyasından içinde küçük çekirdekleri ve meyve gövdesini oluşturan yüzlerce tanecikten oluşmuş, hafif ekşi ve bazen tatlı tadı olan, ılıman iklimlerde yetişen, bir meyve türü.

Yetişme koşulları ve yetiştiği yerler Narlar kuraklığa dayanıklıdır. Akdeniz yağış rejiminin etkili olduğu, dönenceler ile 40. enlemler arasında, 1000 m kadar yüksekliğe sahip bölgelerde yetişebilir. -10 °C’ye kadar soğuğa dayanabilir. Yıllık 500 mm yağış yeterli olmaktadır. Bol güneş seven bitki, yazın aralıklarla sulanırsa verim artmaktadır Daha yağışlı bölgelerde sık sık mantar rahatsızlıklarından kaynaklanan kök çürümeleri ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Dikim tarihi Akdeniz havzasında birkaç bin yıldır ekilmekte olan narın ilk olarak İran’da ortaya çıktığı düşünülmektedir. Afganistan ve Pakistan’dan Himalayalar’a kadar geniş bir alanda yetişir. Gürcistan, Ermenistan ve Karadeniz’in doğu kıyılarında yabani nar bahçeleri vardır. Ermenistan, Azerbaycan, Türkiye, İran ve Hindistan nar yetiştiriciliği yapılan ülkeler arasındadır. Ayrıca, tarih öncesi zamanlardan beri Akdeniz ülkeleri ve Kafkaslar’da nar yetiştiriciliği yapılmaktadır. Latince ismi Punica granatumun kabaca Fenike elması anlamına gelmesi, Fenikelilerin yemişi Akdeniz havzasında taşımış olduklarını akla getirmektedir. Nar, kurak iklimlerde de yetişebildiğinden, Güneydoğu Asya’da, Malezya’da, tropikal Afrika’da da yetiştirilir. İpekyolu ve deniz tüccarları aracılığıyla Güney Çin’e ve Güneydoğu Asya’ya ulaşan nar, bu bölgelerde de yetiştirilmektedir. 18. yüzyılda İspanyollar tarafından Latin Amerika ve Kaliforniya’ya da getirilen nar, 2000'li yıllardan itibaren Kaliforniya ve Arizona’da ticari bir ürün olarak değer kazanmıştır. Türkiye'de pek çok yerde gözüken nar yoğunlukla Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ekine alınmıştır. Özellikle Denizli İli Irlıganlı kasabasında yoğunlukla yetiştirilmektedir. Ayrıca Irlıganlı’da yetişen narlar ihracat için en çok tercih edilen nardır. Side (Antalya) Nar demektir. Ayrıca, İspanya’nın güneyindeki tarihi bir şehir olan Granada, adını nar meyvesinden almıştır.


Morfolojik özellikleri Haziran-Temmuz aylarında kırmız renkli çiçekler açan, iki ile beş metre boylarında ağaççıklardır. Gövdeleri gayri muntazamdır. Yapraklar karşılıklı, parlak renkli, ince-uzun şekilli, kısa saplı ve kırmızı kenarlıdır. Çiçekler kısmen sapsız, tek tek ve birkaçı bir arada bulunur. Çanak yaprakları kırmızı renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre şeklinde ve portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kısmı, etli ve bol usareli olan tohumlarıdır. Bir nar meyvesinde 600 civarında tohum bulunur. Tohumların renkleri beyazdan koyu kırmızıya doğru değişik renk tonlarına sahiptir. Narlarda yumuşak çekirdeklilik, tohum kabuğunun (testa) derece derece daha az odunlaşması ya da çok az odunlaşması (sertleşmesi) ile oluşmaktadır. Halk arasında bu tip narlara genellikle çekirdeksiz nar denilmektedir. Ancak bu narlarda tam oluşmuş, gerçek tohumlar yine mevcuttur. Kullanımı Bitkinin tohumları meyve olarak yenildiği gibi, gövde-kök ve dal kabukları ile meyve kabuğu da tıbbi olarak kullanılır. Kök ve gövde kabuğu tanen, nişasta ve alkaloidlerden pelletierin taşır. Besin olarak kullanımı Narı çiğ olarak tüketmek için, önce bir bıçakla ikiye ayırmak gerekir, sonra narın tohumları kabuğundan ayrılmalıdır. Tohumlar arasındaki beyaz liflerin de tohumlardan ayrılması gereklidir. Bunu yapmanın kolay bir yolu, tohumlar su dolu bir kaba koymaktır. Taneler dibe çöker, beyaz lifler su üstünde kalır. Bir tabağa doldurulan taneler, bir kaşık yardımı ile çiğ olarak yenilir. Bazı narların tadı çok ekşi, bazılarınınki çok tatlı olabilir. Ama genelde nar, ekşi ile tatlı arasında bir tada sahiptir. Nar suyu, Orta Doğu ülkelerinde çok tüketilen bir içecektir. 2000li yıllardan itibaren ABD'de de popüler olmuştur. Türkiye’de nar çiğ olarak doğrudan tüketilmesinin yanı sıra nar ekşisi olarak çeşitli biçimlerde, özellikle salataya tat vermede, eti terbiye etmede veya doğrudan içilerek de tüketilmektedir. Nar taneleri de aynı zamanda salatalarda kullanılabilmekte, aşure, muhammara ve güllaç’a katılabilmekte ve çeşitli tatlı süslemelerinde kullanılmaktadır. İran ve Hint mutfağında nar, çeşitli Yemeklere malzeme olarak katılmaktadır. Domatesin İran mutfağına henüz girmediği dönemlerde, İran mutfağında nar şurubu çok yaygın olarak kullanılmıştır. Halen nar şurubunun kullanıldığı geleneksel yemekler yaşatılmaktadır. Örneğin, ana malzemesi nar şurubu ve öğütülmüş ceviz olan koyu bir sos, çeşitli kümes hayvanları pişirildiğinde üzerlerine dökülerek kullanılır, nar çorbası içilir. Yabani nar zaman zaman anardana denilen bir baharat olarak da kullanılmaktadır ki anardana lafzî olarak nar tanelerianlamına (anar=nar, dana=taneler) gelmektedir. Bu baharat daha çok Hindistan ve Pakistan mutfağında yer bulmuşsa da aynı zamanda İran ve Orta Doğu mutfağında nar pekmezinin yerine de kullanılabilmektedir. Kurutulmuş çekirdekler bütün etnik marketlerden elde edilebilmektedir. Çekirdekler etten ayrılarak 10-15 günlüğüne kurumaya bırakılır ve çatni (bir tür Hindistan sosu) veya köri yapımında asidik unsur olarak kullanılırlar. Nar taneleri zaman zaman kendisi ile yapılmış yemekleri yerken dişler arasında sıkışmasını engellemek için ezilip-kıyılabilmektedir. Himalayalardaki vahşi nar tanelerinin (daru) bu baharatın en kaliteli kaynağı olduğu düşünülmektedir. DARU kelimesi ile Türkçede çeşitli taneli yemiş için (Panicum miliaceum ve Zea mays) kullanılan darı kelimesi arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Yunanistan’da nar (Yunanca rodi) pek çok şekilde tüketilmektedir: Kurumuş üzüm ve kaynamış buğdaydan yapılan kremsi bir et suyu olan kollivozoumi, nar ve buğdayla yapılan legume salatası, geleneksel orta doğu kebabı, narlı patlıcan çeşnisi, avokado ve nar daldırma yunan mutfağında narın kapladığı yeri belirtmek için verilebilecek sadece birkaç örnektir. Narın aynı zamanda likörü yapılmakta ve dondurma tepesine dökülen popüler meyve pastasının da yapımında kullanılmaktadır. Zaman zamansa yoğurt ile karıştırılmakta veya reçel gibi ekmeğe sürülüp kahvaltıda tüketilmektedir. Tıbbi kullanımı ve sağlığa faydaları Narın Faydası saymakla bitmez. Son derece lezzetli olmasının yanında nar, önemli bir A, C ve E vitamini ve folik asit kaynağıdır. Bu harika meyvede, şarapta ya da yeşil çaydakine oranla üç kat daha fazla anti oksidan bulunur. Nar, etkili ve sağlıklı bir kan dolaşımı açısından çok yararlı bir meyve; bazı doktorlar uzun bir hastalık döneminden sonra nekahet evresinden sonra hastalarına güç toplamaları için nar yemelerini öğütlüyor. Nar geleneksel olarak cildi temizlemek, iltihabı azaltmak ya da boğaz ağrısını geçirmek için de yemeleri tavsiye ediliyor. Narın diğer faydaları arasında kalp ile ilgili sorunlar, mide bozuklukları, kanser, diş sorunları, osteoartrit (kireçlenme), anemi ve diyabet gibi durumların tedavilerinde etkili olması yer alıyor. The Amerikan Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre narda bol miktarda antioksidan bulunuyor ve bu antioksidanlar vücuttaki kötü kolestrole karşı mücadelede son derece etkili bir bileşim. Nar her haliyle yararlıdır. Narın hem suyunu hem de çekirdeklerini aynı anda tüketebilirsiniz. Ayrıca şurup, macun, öz ya da konsantre şeklinde de kullanabilirsiniz. Nar şurubu hasar gören kıkırdakların onrarılmasında bilirgin fayda sağlar. 100 ml nar suyu, yetişkin bir insanın günlük C vitamini gereksiniminin %16’sını karşılar. Nar suyu ayrıca B vitamini ve potasyum içerir. Çeşitli diyet ürünlerinde nar özü kullanılmaktadır. Çünkü nar özü şeker, kalori ve katkı malzemeleri içermemektedir. Nar meyvesinin kabuğu, ishale karşı (% 15'lik) çay halinde kullanılabilir. Nar, çarpıntıya iyi gelir. Mideyi kuvvetlendirir. Et kısmı ile sıkılıp içilirse, safra söker, pekliği giderir. Nar ağacı kabuğu çok eskiden beri bilhassa bağırsak şeritlerine (tenyalara) karşı kullanılır. Bu yüzden veteriner hekimliğinde özellikle sığırlardaki tenyalara karşı kullanılır. Yalnız zehirlenmelere yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Nar suyu virüs önleyici özelliğinden ötürü diş taşı temizlemede kullanılır. Nardaki tanen maddesinin kalp krizi riskin düşürdüğünü ortaya koyan çalışmalar yapılmaktadır. Nar tohumu yağının, estrojen sentezlenmesini engelleyerek, göğüs kanseri hücrelerinin üremesine karşı etkili olduğu düşünülmektedir. Son zamanlarda, nar suyunun prostat kanseriyle mücadele etmede kullanılıp kullanılamayacağı araştırılmaktadır. Nar kabuğu ve nar meyvesinin içindeki zarlar punikalajin adı verilen polifenolü ihtiva etmektedir. Antioksidan ve anti-enflamatuar etkileri olan punikalajin insan vücudunda kolayca emilebilmektedir. Punikalajin ile nar çekirdeğinde bulunan punisik asit adlı yağ asidinin narın kalp ve damar sağlığı olumlu etkileri ile olası kanser önleyici etkilerini ortaya çıkartan en önemli faktör olduğu düşünülmektedir. Narın kolesterolü, kan şekerini ve insülin direncinin kontrol etmeye yardımcı olabileceği, nörodejeneratif hastalıklara ve kansere koruma sağlayabileceği yönünde bazı araştırma sonuçları da mevcuttur. Önde Gelen Faydaları Mide Sorunları Nar kabuğu, derisi ya da yaprakları mide sorunlarında ve ishal tedavisinde kullanılır. Nar suyu da dizanteri ve kolera hasralıklarında semptomları hafifletir. Kalp Sorunları Düzenli olarak nar suyu tüketilmesi vücuttaki kan akışını düzenler. Bu özelliği sebebiyle nar suyu kalp krizi ve beyin kanaması riskini de azaltır. Narda bulunan antioksidan bileşenler kötü kolestrolün birikimini önleyerek damarlarda herhangi bir tıkanıklık olmasını da engeller. Kan seyretici özelliği narın en önemli yararlarından biridir. Kanser Narda yüksek oranda flavonoid denilen antioksidanlardan bulunur. Bu flavonoidlerin kansere sebep olan serbest radikallerle savaşmada etkili olduğu biliniyor. Prostat ve göğüs kanseri riski taşıyan kişilerin, koruyucu olarak nar suyu içmeyi alışkanlık haline getirmeleri önerilir. Düzenli olarak nar tüketilmesi aynı zamanda vücuttaki PSA (prostat spesifik antijen) seviyesini de düşürür ve mevcut kanser hücreleriyle savaşma da yardımcı olur. Diş Bakımı Bakteri ve virüs karşıtı özellikleri olan nar, dişte oluşan plakları azaltır ve çeşitli diş eti hastalıklarına karşı koruma sağlar. Kansızlık Demir desteği sağlayan nar anemi belirtileri olan yorgunluk, baş dönmesi, kuvvetsizlik ve işitme kaybı gibi durumları da azaltmaya yardımcı olur. Endüstrideki kullanımı Yün iplikler, sarımsı renklere boyanabilir. Ayrıca meyve ve gövde kabukları mordanlarla birlikte yün ipliklerin esmer-sarı, sarı veya siyaha boyanmasında kullanılır. Dünya nar üretimi Ülkeler arası nar üretim miktarı sıralaması: 1.İran 2.Hindistan 3.Çin 4.Türkiye 5.ABD 6.Irak 7.İspanya 8.Suriye 9.Azerbaycan 10.Afganistan 11.Mısır 12.Özbekistan13.Pakistan Dünya nar üretiminin önemli bir kısmını gerçekleştiren Çin ve Hindistan nüfus fazlalığı nedeniyle nar ihracatı yapamamaktadır. Dünya nar ticaretinde (2008-2010) önemli ülkeler ve ihracat miktarları; Türkiye (86 bin ton), İran (60 bin ton), İspanya (40 bin ton), Hindistan (35 bin ton), ABD (17 bin ton), Azerbaycan (15 bin ton). Türkiye'de nar üretimi Türkiye'de 2002 yılında 3 milyon nar ağacı ve 50-60 bin ton üretim vardı. Olumlu piyasalar ve devlet desteği ile 2010 yılına gelindiğinde 13 milyon ağaç ve 315 bin ton üretime ulaşıldı. Bölge olarak Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, il olarak Antalya, Muğla, Mersin, Adana ön plana çıkar. 2010 üretiminin %60'ı Akdeniz, %25 Ege, %10 Güneydoğu Anadolu bölgelerinden sağlanır. Türkiye'nin güneyi boyunca uzanan üç bölge üretimin %95'ini sağlar. Üretim iller bazında incelendiğinde; Antalya Türkiye üretiminin %37,9 karşılar. Antalya'yı sırasıyla Muğla, Denizli, Mersin, Gaziantep, Aydın, Hatay, Adana izler. Din, Folklor ve Mitolojide Nar Yunan mitolojisinde Hades tarafından Yeraltı dünyasına kaçırılan Persephone birkaç nar tanesi yediği için bir daha ölüler dünyasını terk edip yeryüzüne insanlar arasında dönememiştir. Yahudi inancına göre nar, doğruluğu simgeler. Yahudi ve Hıristiyan folkloruna göre, Adem ile Havva’ya yasak olan cennet meyvası elma değil, nardır. Bu yüzden, Hıristiyanlar’ın dini süsleme sanatında nar, sıklıkla kullanılan bir motiftir. Papaz giysilerinde, oda duvarlarına asılan dinsel süsleme amaçlı kumaşlarda ve metal işlerinde nar motifine rastlanır. Çingeneler, mevsimi gelmeden dalından nar koparmanın büyük günah olduğuna inanmakta olup nar hasadını 'nar bayramı' adıyla kutlamaktadır. Kur'an’da nar sözcüğü 3 kez geçmektedir: Enam Suresi 99 ve 141, Rahman Suresi 68. Bunların ilk ikisinde nar, Allah’ın yarattığı güzel şeylerin bir örneği olarak verilmiştir, üçüncüsünde ise cennetteki bir meyve olarak anlatılmaktadır. “O, çardaklı, çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı (her biri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını (öşürünü) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (Enam, 141) “O gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydana getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler, -hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve nar çıkarırız: (Her biri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı. Bunların meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaştığı zaman bakın. Şüphesiz bunda inanan bir topluluk için (Allah'ın varlığını gösteren) ibretler vardır.” (Enam,99) “İçlerinde her türlü meyve, hurma ve nar vardır.” (Rahman,68) Kaynakça:

http://www.wiki-zero.co/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvTmFy

herkese bilim teknoloji dergisi. NAR: Rakipsiz bir antioksidan kaynağı. KARAALİ, Sevda Deniz. Sayı 122, Sayfa 10. 27 Temmuz 2018.


31 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page