top of page
Yazarın fotoğrafıözdenbekir karakaş

THALES, Felsefenin babası



Doğum : MÖ 624 Ölüm : MÖ 546

Sokrates öncesi dönemin en önemli düşün insanı. Sokrates öncesi filozoflar olarak adlandırılan felsefenin doğuşuna tanıklık eden ve bizzat felsefenin doğmasına katkıda bulunan Thales ile öğrencileri Anaksimandros ve Anaksimenes'dir. Doğa filozofları olarak anılan bu üçlü düşünürleri, Aristoteles, materyalist bir dünya görüşüne sahip olmaları ve felsefi görüşlerini "doğanın bütününü ve genel olarak varlığı inceleyen biricik kişiler" diye tanımlamış ve fizikçiler olarak sıfatlandırmıştır.

 

Eski Yunan da yedi bilgeden biri. Eski kaynaklarda bu yedi bilgenin her birinden bahsedilirken yedi bilgenin ilki denilir. Yaşadığı yörenin insanları da ondan bahsederken yedi bilgenin en bilgesi, ilki derler.

 

Bu yedi bilge yediden fazladır ama biz kabul gören listelerden birini alacağız. O aldığımız kaynakta da Thales "felsefenin babası ve yedi bilgenin ilki" olarak belirtilmiştir. Elimize ulaşmış hiçbir yazılı metin bulunmamaktır. Aynı zaman da Thales adına yaşadığı dönem kaynaklarında da rastlanmamaktadır.

 

Thales hakkındaki bilgileri Herodot ve Diogenes Laertios'un eserlerinden alabilmekteyiz. 20.yüzyıl felsefecilerinden Bertrand Russel felsefeyi Thales'le başlatmıştır. Kendisi hakkında hikaye edilmiş bir çok olay vardır. Fakat ne kadar sağlam oldukları şüphelidir.

 



Bilgi sahibi birinin rahatça zengin olabileceğini uygulamalı olarak topluma gösterebilecek kadar zeki biridir. Ticaretle meşgul olduğu ve deniz kıyısında bir bölgede (Bugünkü Didim ve civarı) varsıl olarak yaşayan biri olduğu için o dönemin düşün insanlarının bir çoğunun uğrak yeri olan Mısır’a gitmiştir. Mısırlı rahiplerden geometriyi, felsefiyi öğrenmiştir. Thales'in belli başlı bir hocası yoktur. Gezilerinde kendi çabalarıyla rahiplerle temaslar ve dostluklar kurarak kendini yetiştirmiştir.

Bilimin gerçek servet olduğunu ve bilginin maddi olarak ta manevi olarak ta insana rahata kavuşturacağını ortaya koymasıdır.

 

Thales felsefenin babası olması yanında astronomiyle, geometriyle ilgilenmiştir. Toplumsal açıdan bilim için en önemli özelliği: Bilimin gerçek servet olduğunu ve bilginin maddi olarak ta manevi olarak ta insana rahata kavuşturacağını ortaya koymasıdır. Bilgi sahibi insan için servet önemli değildir. Fakat büyük topluluklar için servet bilimden daha önemlidir. Thales o zaman bile bilgi sayesinde zengin olmanın hiç de zor olmadığını yaşadığı topluma göstermiştir. Ve toplumun ona sürekli söylediğini "Şu felsefe yüzünden fakir kaldın. Bırak bu işi." demelerine karşılık bilgi-düşünme-gözlemle edindiği tecrübe sayesinde hiç te azımsanmayacak bir servete kavuşmuştur.

 

İnsanlar Thales'e felsefenin (bilimin kendisini yoksul bir adam olarak bıraktığı için faydasız olduğunu söylüyorlarmış. Fakat o, yıldızlar (astronomi) hakkındaki bilgisine dayanarak o yıl iyi bir zeytin ürünü alınacağını kestirmiş ve daha kıştan küçük bir sermaye toplayıp onunla Milet ve Sakız'daki tüm yağ preslerine kaparo vererek hepsini kiralamak için öncelik hakkı sağlamış. Başka rakibi olmadığı içinde bu ona pek ucuza gelmiş. Sonra, zeytin toplama zamanında yağ preslerine büyük bir talep olunca, Thales bunları canının istediği fiyata kiralamış. Böylece bir sürü para kazanmış ve filozofların (bilimcilerin) isterlerse kolayca zengin olacaklarını, fakat yaşamlarındaki amaçlarının bu olmadığını göstermiş.

 

O dönemde İon uygarlığındaki bilim-düşün insanları ya tüccar ya da tüccarlarla yakın ilişki içindedir. Doğrudan ticaret yapanda vardır, politikayla ilgilenende vardır. Hatta tiran tiran olup devlet yönetenlerde vardır. Hiçbirisi toplumdan izole dehalar değildir bizzat yaşamın içinde, üreten ve siyaset yapan insanlardır.

 

Thales astronomi hakkındaki bu bilgilere yıllar boyu yaptığı gözlemler ve Mısır seyahatlerinde edindiği bilgiler sayesinde ulaşmıştı. Geceleri dışarı çıkar, gözü yıldızlarda dolaşır, yıldızları gözlemlerdi. Ay ve güneş tutulmalarını doğru hesaplaması, Büyük Ayı ve Küçük Ayı takım yıldızları konusunda gemicilere tavsiyelerde bulunması hep bu gözlemler sayesinde olmuştur. Kendisine yakıştırılan “ Denizcilik Astronomisi” eseri aslında Samoslu Phokos’a aittir. Ama denizcilere Büyük Ayı yerine Küçük Ayı Takımı Yıldızını takip etmelerini tavsiye etmesi o döneme göre devrimdir.

 

“Diyorlardı ki, Arabanın küçük yıldızını

O ölçmüş; Fenikeliler denizde yollarını

Arabaya bakarak bulurlar.”

 



Thales nelerle anılır ;

1.       Bilim-düşün insanlığının, bilimin değeri olduğu ve bilim sayesinde maddi ve manevi kazançların elinde olabileceğini göstermesiyle,

2.       Astronomideki yeni düşünceleriyle,

a) Küçük Ayı takım yıldızını tam olarak hesaplaması

b) Güneş ve Ay tutulmalarını doğru olarak hesaplaması. (Doğru hesapladığı güneş tutulması sayesinde savaş engellemiştir.)

c) Gün dönümlerini hesaplaması

d) Ayın son günlerini belirleyip, 30. Gün adını vermesi

e) Yıl içindeki mevsimleri o belirlemesi ve bir yılı 365 gün olarak sistemleştirmesi

f) Gölgemizin bizimle aynı uzunlukta olduğunu anı bulması piramitleri ve uzaktaki gemilerin gölgelerine bakarak ölçümleyebilmesi,

g) Nil nehrinin yükselmesinin rüzgara bağlı olduğunu bulması

3.       Geometri de

a) Kendi adıyla anılan teoremi ile,

b) Çap, çemberi iki eşit parçaya böler tesbiti

c) Bir ikizkenar üçgenin taban açıları birbirine eşittir tesbiti

d) Köşesi çember üzerinde olan ve çapı gören açı, dik açıdır tesbiti

e) Tabanı ve buna komşu iki açısı verilen üçgen çizilebilir tesbiti

4.       İlk meteorolojik ve iklim gözlemciliği (Zeytin hasadı konusunda )

5.       İlk mühendislik çalışmaları ile ( Halys nehrinin geçilebilmesi için nehir yatağının akıntıya ters değiştirilmesi)

Her şey Tanrılarla doludur

 

Her şey Tanrılarla doludur”. Ona göre dünya da tanrısal (daimon) olmayan hiçbir şey yoktur. Tanrısal gücü, mıknatıstaki çekim kuvveti gibi bir yaşam erki (RUH) olarak yorumlamıştır. Yine Thales’e göre Ruh ölümsüzdür, çünkü Tanrısaldır. Ruhun ölümsüzlüğünü ilk belirten Thales’tir diye kabul edilmektedir.

 

Thales dönemine göre Tanrısal gücün varlığına inanan bir materyalisttir. Biraz karışık bir tanım gibi görünse de, bir koltukta bu kadar karpuz taşıyabilen insanlara ki bu uzun süre böyle devam etti, tek bir sıfat içeren tanımlamalar yapmak güçlüğünden kaynaklanmaktadır. Thales felsefeci, Thales siyasetçi, Thales bilim insanı, Thales tüccar, Thales gezgin, Thales öğütçü, Thales kanaat önderi ve Thales bilge. Nereden bakılırsa bakılsın tek bir tanım ve tek bir sıfata sığamayacak insandır.

 

Thales maddenin ilk öğesi olarak suyu ileri sürmüştür. İlk öğe olduğundan dolayı suyun üzerinde bulunduğunu ve depremlerin de suyun hareketleri sebebiyle olduğunu düşünmüştür.

 

Thales su arkhesi ile, felsefe de ilk varlık sorununu başlatmış. Ve böylece günümüz Batı felsefesinin seyahati başlamıştır.

 

Thales herşeyin temelinin meydana geldiği “şey” olduğunu düşünmüştür. Thales’e göre madde ile güç doğal bir bütündür ve birbirinden ayrılmamışlardır ve temel madde tanrısal yaratma gücünü içerir. Yani su Tanrısal gücü içeren temel maddedir. Bu öğretiye hilozoizm *  denir.

 

*Hilozoizm veya aynı anlama gelen canlı özdekçilik felsefi olarak maddenin canlı olduğunu savunan hayata bakış açısıdır. Kavram, Sokrates öncesinde Milet Okuluna dayanmakla birlikte Ralph Cudworth tarafından 1678 yılında tanıtılmıştır. Yunanca hyle (madde) ve zoon (canlı) kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir.

Bu öğretiye göre canlılık, maddenin ayrılmaz bir özelliğidir ve madde ile canlılık birbirinden ayrılamaz.

 

Thales’den önce Yunanlılar doğayı ve dünyanın temel maddesini mitoloji(Tanrılar ve kahramanlar) ile açıklıyorlardı. Yeryüzündeki doğa olayları (depremler, rüzgar vb) tanrılarla bağdaştırılıyordu. Thales hem suyu ana madde olarak düşünmesi, hem de doğayı olguları birleştirerek açıklamaya çalışması bakımından önemli olmuştur. Doğa olaylarının nedenlerini insan biçimli Tanrılardan çok doğanın içinde aramıştır. Thales her ne kadar mitolojiye karşı dursa bile öğretilerinde mitos etkisi açıkça görülebilmektedir. Mitoloji de tanrılar ve insanların babası Okeanos yani okyanustur. Hatta Thales’e göre su tanrısaldır. Ve “Her şey Tanrılarla doludur.” Ruh ölümsüzdür çünkü tanrısaldır. Thales mitolojik açıklamalar ile ussal açıklamalar arasında bir köprü kurmuştur. Thales’ten sonra öğrencileri Anaksimandros ve Anaksimenes aynı çizgi de ilerlemiştir.

 

Thales Milet Okulu (Ekolü) kurucusudur. Felsefenin temel sorusunu “Evrenin ilk maddesi nedir? “ ilk soran kişidir.

 

Bir anekdot ta Thales’in yalnız bir düşünür olmadığı, politika ile ilgilendiği görülmektedir. Politika konusunda eşsiz bir yol göstericisi olsa da politikadan özellikle uzak kalmayı yeğlemiştir.

 

Herodot’a göre Thales’in politik hayatı, Ege bölgesindeki İonyalıların bir federasyon içinde birleşmelerini savunması ve Anatolia’yı Perslere karşı savunmasıyla başlamıştır. İonyalıların bir çok kentini egemenliği altına almış olan Kral Kroisos (Krezüs/Karun) güçlenmeye başlayınca Lidyalılar ve Medes arasındaki savaşın altıncı yılında Thales’in önceden tahmin ettiği güneş tutulması olunca savaş sona erer. Thales bu olayın ardından doğayı incelemeye başlamış ve doğa felsefesiyle ilgilenen ilk İonya Ekolünü kurmuştur.

 

Thales demokratik bir görüşe sahip değildir. Miletoslu Tiran Thrasybulus’un döneminde Solon’a, onun tiranlığını hoş bulmadığını düşünerek bir mektubunda onunla başka bir yerde yaşamayı önerir.

Thales’ten Solon’a

 

Bana öyle geliyor ki, Atina’dan ayrıldıktan sonra, sizin yerleşmeniz olan Miletos’ta çok rahat yaşayabilirsiniz; çünkü burada hiç sıkıntı çekmeyeceksiniz. Ama biz Miletoslularda tiranlıkla yönetiliyoruz diye rahatsız olacaksan bile “çünkü sen bütün baskıcı yöneticilerden nefret edersin” dostların olan bizlerle birlikte yaşamaktan hoşlanabilirsin. Priene’ye gelmen için sana Bias da yazdı; Priene’de yaşamak senin için daha uygunsa, bizde senin yanına gelip oturacağız.

 

Thales antik dönem düşün insanıdır. O dönemin düşünce ve değer yargıları onu da içine almıştır. Varlık sorunu hakkında devrimsel sorular dönemini başlatıp, döneminin çok ilerisinde düşüncelere sahip olsa ve felsefeyi başlatsa bile. Bazı ideleri yönünden o dönemin insanıydı ve o dönemin şartlarında değerlendirmek gerekmektedir. Thales’e göre bir adam düşmanlarının kötü bir durumda olduğunu biliyor ise güçlüklere daha kolay katlanabilir. Yine aynı Thales: erkeklerin, kadınlardan ; Yunanlıların barbarlardan daha iyi olduğunu düşünür.

 

Thales hiç evlenmemiştir.

 

Annesi onu evlenmeye zorladığında “Daha zamanı değil” demiş. Sonra yaşı ilerleyip annesi gene sıkıştırınca “Artık zamanı değil” demiş.

 

Thales ile ilgili anlatılan hikayelerden en bilinenlerinden biri, Miletos halkı tarafından tek tek bilgelere gönderilen üç ayak hikayesidir;

 

İonyalı bir takım delikanlılar Miletoslu balıkçılardan bir ağ satın almışlar. Denizden bir üçayak çıkınca aralarında anlaşmazlık çıkmış, sonunda Miletoslular Delphoi’a adam yollamışlar, tanrı da şu kehanette bulunmuş :

“Phoibos’a üçayakla ilgili soru mu soruyorsun, Miletos çocuğu?

Diyorum ki, kim bilgelikte herkesin önündeyse, üçayak onundur.”

 

Böylece üç ayağı Thales’e verirler; o da başkasına, o başkası da bir başkasına, ta Solon’a kadar. Solon da bilgelikte birinci olanın tanrı olduğunu söyleyip üçayağı Delphoi’a göndermiştir.

 

Şu şiir veya şarkı sözünün ona ait olduğu söylenir ;

“Akıllı düşünceyi gösteren çok konuşmak değildir,

bir tek bilgeliği ara,

bir tek onuru seç:

böylece geveze insanların kesilmek bilmeyen seslerini

kısacaksın.”

 

Şöyle bir söz dizini ona ona atfedilir ;

 

En eski şey, tanrıdır; çünkü oluşmamıştır.

En güzel şey, evrendir; çünkü tanrının eseridir.

En büyük şey, yerdir(/toprak); çünkü her şeyi içine alır.

En hızlı şey, akıldır; çünkü her yerde dolaşır.

En güçlü şey, zorunluluktur; çünkü her şeyi alt eder.

En bilge şey, zamandır; çünkü her şeyi ortaya çıkarır.

En yararlı şey, erdemdir; çünkü her şeyi iyi kullandırır.

 

Soru – cevap diyaloğlarında ;

-          Gece mi, gündüz mü daha önce olmuştur ?

-          Gece, bir gün önce.

 

-          İnsan tanrı suç işleyebilir mi?

-          Aklından bile geçiremez.

 

Bir zina suçlusu Thales’e sorar;

-          Zina suçu işlemediğime dair yemin edebilir miyim?

-          Yalan yere yemin, zina suçundan daha ağır değildir.

 

-          En zor olan nedir?

-          Kendini tanımak

-          En kolay olan nedir?

-          Başkasına akıl (nasihat/öğüt/tavsiye) vermek.

-          En tatlı olan nedir?

-          Kavuşmak.

-          Tanrı nedir?

-          Başı sonu olmayan şey.

-          Görülebilecek en acayip şey nedir?

-          Yaşlı bir tiran.

-          En mutlu kimdir?

-          Bedence sağlıklı, ruhça becerikli, yaratılışça eğitimli olan.

-          İnsan talihsizliğe nasıl katlanır?

-          Düşmanlarını daha kötü durumda gördüğü taktirde.

-          En iyi ve doğru nasıl yaşanır?

-          Başkalarında kınadığın şeyi kendin yapmadığın taktirde.

 

SÖZLERİ :

 

·         Dostları yakınındayken de, uzaktayken de unutmamak gerekir.

·         İnsan göze güzel görünmemeli, davranışlarıyla güzel olmalı.

·         Kötü yoldan zengin olma ! Başarı için zengin ol.

·         Ana babana yaptığın yardımların aynısını çocuklarından gör.

·         Kendini tanı.

·         Acınmaktan çok, gıpta adilin.

·         Güvendiğiniz kişilerin sizi etkilemesine engel olun. (Kefaletin yoldaşı felaket)

·         Tembellik hoşa gitmez. Zenginde olsanız tembellik etmeyin.

·         Herkese güvenmeyin.

·         Ölçülü olun.

·         Kendinize hakim olmamanız zarardır.

·         Eğitim eksikliğine katlanmak zordur.

Thales’in Pythagorasın da hocası olan Pherekydes’e yazdığı mektubu bize Diogenes Laertios eserinde aktarmıştır :

 

Duyduğuma göre, İonlar içinde ilk kez sen tanrısal şeylerle ilgili yazılarını İonyalılara yayımlayacakmışsın. Hiçbir işe yaramadan şuna buna bırakmaktansa, yazını halka bırakmak belki de doğru bir düşünce. Eğer kabul edersen, yazdığın şeyleri ben de bilmek istiyorum; istersen, Syros’a yanına geleceğim. Araştırma yapmak için Girite, rahip ve gökbilimcilerle buluşmak için de Mısıra kadar gittikten sonra, senin yanına gelmezsek,  bende Atinalı Solon da akıllı insanlar olmayız. Nitekim, sen istersen, Solon da gelecek.

Aslında sen kendi topraklarından ayrılmayı sevmediğin için İonya’ya çok az geliyorsun, yabancı insanları tanıma gibi bir merakın da yok; ama, umuyorum ki kendini bir tek şeye, yazmaya veriyorsun. Biz ise hiçbir şey yazmadan İonya’yı ve Asya’yı dolaşıyoruz.

 

Thales bir Olimpiyat döneminde yarışmaları seyrederken sıcaktan ve aşırı susuz kalmaktan ölmüştür. Mezar taşında şöyle yazmaktadır:

 

Bilgeler bilgesi Thales’in mezarı bu:

kendisi küçük ama şanı göklere çıkıyor.

 

 

90 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

İNSAN

Comentários


bottom of page