MARTI TAG HAKKINDA YAŞANAN OLAYLAR
Selamlar öncelikle bu sayfada bana yer ayıran Özden abime teşekkür ederim.
Şimdi başlayalım ben "martı tag" uygulaması ile bir arkadaşım sayesinde tanıştım. Biraz araştırdıktan sonra aslında değişik bir taksi uygulaması olduğunu, tam yasallaşmadığını; fakat, bazı insanların, özellikle de gençlerin ilgisini çeken aynı zamanda normal taksilere göre daha uygun fiyatlı olan bir ulaşım yöntemi olarak bende tag uygulamasına katılmaya ve ek gelir elde etmek için kayıt oldum. Anladığım kadarıyla, yolcular açısından son derece güvenli kayıt olurken ruhsat ehliyet ve sabıka kaydı ve aracın 5 farklı fotoğrafını isteyen ve daha sonra onay alarak işe başlanan bir uygulama. Ben burada ismimi pek vermek istemiyorum, fakat başımdan geçen ilginç olayları ilginç kişilikleri sizlere anlatmak istiyorum. Yaklaşık bir aydır sadece hafta sonları ve gündüz saatleri çalışılıyorum bunun yanı sıra oldukça yorucu bir iş olduğunu belirteyim çok çeşitli insanlarla tanışma fırsatı buldum.
Mesela ilk işim için Pendik'ten Gebze’ye gittim. Psikolojik sorunları olduğunu düşündüğüm bir bayanı avukatlık bürosuna bıraktım ve aslında ilk işim böyleyse acaba gerisi nasıl olur diye de düşünmeden edemedim. Daha sonra bir çağrı aldım nöbete yetişmek zorunda olan resmi bir polis memurunu aracıma aldım ve götürdüm tabi gelen kişi polis olunca bayağı heyecanlandım. Aracı bağlarlar mı falan diye bayağı endişe ettim, ama, Muğlalı 26 yaşlarında temiz bir insandı, taksi ücretini de kuruşu kuruşuna ödedi diyebilirim aslında. Bu beni biraz daha rahatlattı. Fakat daha sonra Anadolu yakasında tag uygulaması çok bilinmediği için Avrupa yakasında geçmek durumda kaldım.
Orada (Avrupa yakasında) hem daha çok iş ve aynı zamanda puan yükseltmek için 4 saat falan çalıştım. Hava çok sıcak klima full açık haliyle bayağı yakıt yakıyoruz (: hayatımda görmediğim mahallelere girdim. Kuştepe mahallesi diye Şişlide bir mahalle var bilen biliyor ben bilmiyordum, mahallenin ortasından geçtim lüks rezidans ve lüks evlerin arasında kalmış bambaşka bir dünya. 200 metre yukarı ve aşağı yerler lüks içinde yaşarken bu mahallede insanlar sokak orasında çocuklarını leğenlerde yıkıyorlar. Açıkçası geçerken birazda tırstım genelde uyuşturucu satıldığı iddia edilen bir mahalle dediler, sorduğum kişiler sonraları You tube de karşıma çıkan bir videoda fakirlikten ve yokluktan derme çatma gecekondularda bir evde 3 veya 4 ailenin birlikte yaşadığını ve otçulara uyuşturucu diye ağaç yapraklarını 100 TL - 200 TL gibi rakamlara satıp evlerine ekmek almak için çabaladıklarını falan anlatan bir videoya denk geldim izledim.
Ülkemin bu haline bir kez daha üzüldüm. Fakat daha sonraları farklı semtlerden, farklı insanları taşımaya başladım. Aslında ben insan ayrımı yapan bir kişilik değilim. Fakat gerçekçi olmak gerekirse, Küçükyalı, Bostancı, Kadıköy civarı biraz daha elit insanlardan oluşuyor Avrupa yakasında Taksim, Tarlabaşında dar sokaklar, değişik hayatlar ve yaşamlar gördüm. Aslında güzel İstanbul’un her yerinin farklı bir ülke olduğunu fark ettim diyebilirim.
Beşiktaş, Taksim ve Beyoğlu civarlarını pek sevemedim. Çok dar, çok biçimsiz sokakları yüzünden araç kullanmak bayağı zor. Bu işi sırf keyif almak için yapanlar olduğunu duydum şaşırdım. Para kazanmak güzel, fakat, inanın çok yorucu. Hele ki birde aracınız manuel vitesliyse.
Bazı insanlar, bahşiş atarlar. Mesela akşam üzeri Evyap sabun fabrikasında çalışan iki genç aracıma bindi 107 TL tutan işe 200 TL verdiler. Normal işçi arkadaşlardı, fakat, zenginler maddi durumu iyi olduğunu düşündüğüm kişiler 230 TL' lık yere araca binince pazarlık yapıp 200 TL verende oldu. Gerçi kabul etmezdim, fakat arkada üç teyze biri oldukça yaşlı yanımda bir amca oturuyordu. Lüks bir siteden alıp, başka bir lüks siteye bırakmıştım, ayıp olmasın diye kabul ettim.
İnsanlarımız genelde Anadolu yakası Kartal ve sonrası sıcak kanlı insanlar. Aracıma binen kişilerin %90 ı taksilerden şikayetçiydi. Ben genç olsun, yaşlı olsun, bayan olsun, hiçbir yolcuma saygısızlık yapmadım. Aslında çoğunun muhabbeti ’de keyifli en unutamadığım iki uzman çavuş komando aldım aracıma barış pınarı harekâtından eğitime gelmişler. Hastaneden birliklerine götürdüm; "abi" dediler, "buranın yabancısıyız bize bir eczane bulabilir misin?". Gitmek istedikleri yere götürdüm eczanede 2,5 km falan uzakta ekstra toplamda 5km dedim. Asker bu çocuklar 120 TL tutmuştu hesapları 100 tl verin yeter dedim. "Abi olur mu öyle şey sen ev geçindiriyorsun" deyip 150 TL verdiler.
Birgün, akşama doğru bir erkek ve bir bayan aldım aracıma. Gitmek istedikleri yere götürdüm, oradan bir bayandan cep telefonu satın aldılar. Dediler ki; "abi birkaç yere daha uğrayacağız, bizi götürür müsün?" Bende km hesabı yapıp gezdirdim birkaç dükkâna falan uğradılar derken en son Ataşehir tarafında bir yerde indirdim, hesap 680 TL tuttu. "Hesabına atalım parayı" dediler, IBAN verdim, gönderdiklerini söyleyip bana dekont attılar, fakat, dekont sahte, hesabıma parada gelmedi. Beni dolandırdılar.
Anlayacağınız çok geçmeden 2 hafta sonra beni karakoldan aradılar. İfade vermem için; meğer telefonu aldıkları bayanı da dolandırmışlar. Mobese' den plakamdan beni bulmuşlar. Bende ifade verdim. Bayağı canım sıkıldı bu işe, dikkatli olmak gerekir. IBAN'a aslında fast ile ödemede en fazla 5 sn içinde falan para düşüyor dolandırıldım ve şüpheli duruma düştüm.
Martı tag'ın güzel bir yanı, gittiğimiz noktaları kayıt altına alınması, hem benim, hem yolcunun güvenliği için. Polis tag'dan kayıtları istedi. Durum ne oldu bilmiyorum. Canım bayağı sıkıldı bu duruma. Böyle olaylar denk gelebiliyor insanın başına.
Genelde uygulamayı kullananlar benim gördüğüm kadarıyla düzgün insanlar. Fakat şunu belirteyim ki; insanlar aslında ülkemizde kaybolan güven duygusunu arıyorlar. Hepimiz için geçerli ister yolcu olun, ister sürücü hepimiz insanız, hayır dua edenlerde var, ablalardan, teyzelerden denk geliyor. Güler yüzlü olmak zor değil.
Benim düşüncem şu; insan onuruna yakışan, insanları küçük görmeden, efendiliğinizi bozmadan da iş yapılabiliyor. Son taksi zamlarından sonra tag'a bir zam gelmedi, bu da yoğunluğu arttırıyor, açıkçası. Ama benzinli veya dizel aracı olanların pek bir şey kazanamazlar bu fiyatlara.
Çağrı bir geliyor, 4 km ilerde, 3 km aşağı gidecek, 65 TL yazıyor aracın yıpranması, yakıtı işçiliğin derken benzinli araçlar ve dizel araçlar çok mantıklı değil LPG ye devam diyelim. Ben bu uygulamayı yolcu olarak hiç kullanmadım ama çok değişik araçların geldiğini Subaru’dan BMW'ye lüks araçlarda yolculuk yapanları duydum
ALLAH kaza bela vermesin bir şekilde ekmeğimize bakıyoruz. Bu arada taksici esnafını da anlamış bulunuyorum. Geçenlerde konuşmuş olduğum taksi sürücüsü bana; "abi günlük 2700 TL eksi bakiye başlıyoruz" dedi işe. Şimdi biraz daha düşününce neden yakın mesafe almadıklarını anlıyorum ama hak vermiyorum. Şoför olarak çalışan bir arkadaş 2700 TL'nin üzerini evine ekmek diye götürecek benim düşüncem plaka sahibi belediyeler olmalı. Çok yüksek kiralar, hava paraları uçuşuyor, iş yapmak kolay değil.
İnsanlarla birebir uğraşan bu camiaya saygım arttı diyebilirim. bu tag bence hem taksicilerin, hem de vatandaşın işine gelen bir uygulama oldu. 30 sene öncesiyle, bu zamanda taksi sayısı aynı olabilir mi sorarım ben. Tag'ı sevdim. Umarım tez zamanda yasalaşır da, rahat rahat çalışabiliriz.
Umarım bu yazımı beğenmişsinizdir. İşime gelince evini geçindirmeye çalışan bir dost diyelim hoş çakalın ….
Comments